Merkez Bankası’nın verilerine göre, vadesine 1 yıl veya daha az zaman kalmış kısa vadeli dış borç ödemeleri 231.18 milyar dolara ulaştı. Bu borcun 109.5 milyar doları bankalara, 70.38 milyar doları ise finans dışı sektöre ait. Merkez Bankası'nın vadesine 1 yıl veya daha az kalan dış borcu ise 38.13 milyar dolar seviyesinde bulunuyor. Bu rakam, bankacılık sektöründe son 9 yılın zirvesi olarak kaydedildi.
Bankacılık sektöründeki kısa vadeli dış borçlar, 2014 Kasım’ında 115 milyar doları aşarak tarihi zirve yapmıştı. 2015 yılından itibaren 75.8 milyar dolara kadar gerileyen bu borç, 2024 Ocak ayında yeniden 100 milyar dolar sınırını geçti ve her ay artışını sürdürüyor. Kamu bankalarının kısa vadeli dış borçları, 47.12 milyar dolara çıkarak tarihi bir zirveye ulaştı. Kamu bankalarında geçen yıl sonuna göre 6 milyar dolarlık, özel bankalarda ise yaklaşık 4 milyar dolarlık bir artış görüldü.
Ağustos 2024 itibarıyla, finans dışı sektörün vadesine 1 yıl veya daha az kalan kısa vadeli dış borcunun büyüklüğü 70.38 milyar dolara ulaşmış durumda. Ancak, reel sektörün borcunda 1.2 milyar dolarlık bir gerileme kaydedildi. Toplamda ise, kamu, Merkez Bankası, bankalar ve finans dışı sektörün vadesine 1 yıl veya daha az kalan kısa vadeli borçları, geçen yıl sonuna göre 4.5 milyar dolarlık bir artış göstermiştir.
Merkez Bankası'nın kısa vadeli dış borcunun toplam içindeki payı, 2023 Temmuz'da %22 ile zirveye ulaşmıştı. Bu duruma, Merkez Bankası'nın diğer ülkelerle yaptığı swap ve banka hesabı anlaşmalarının katkı sağladığı bildiriliyor. Ancak, 2024 yılının Ağustos ayına gelindiğinde, Merkez Bankası’nın vadesine 1 yıl veya daha az kalan dış borcu 8.23 milyar dolar geriledi.
Kısa vadeli dış borçların artışı, Türkiye ekonomisi üzerinde önemli etkilere yol açarken, bu durumun sürdürülebilirliği ve alınacak önlemler, ekonomik istikrar açısından büyük önem taşıyor.