Covid-19 sonrası dönemde tedarik zincirlerinde yaşanan aksamalar ve enflasyonist baskılar, ABD’nin silah ithalat politikasını da şekillendirdi. Bu süreçte Türkiye, özellikle düşük maliyetli ve kaliteli üretimiyle dikkat çeken silah sanayisiyle Amerikan pazarında öne çıktı. Foreign Policy’nin haberine göre, 2021’den itibaren ABD’nin en büyük silah tedarikçisi haline gelen Türkiye, Canik markasıyla dikkatleri üzerine çekti.
Samsun Yurt Savunma (SYS) çatısı altında faaliyet gösteren Canik, 9 mm tabanca üretiminde yıllık 460 bin adetlik kapasiteye ulaşarak Alman devi Sig Sauer’in ardından ikinci sıraya yerleşti. 400 doların altındaki satış fiyatları ve Avrupalı rakipleriyle yarışan kalite seviyesiyle ABD’li kullanıcıların ilgisini çeken marka, satışlarını pandemi öncesine kıyasla artırmayı başardı.
ABD’de Yasal Açıklardan Faydalanılıyor
ABD'de 1968'de yürürlüğe giren ithalat kısıtlamalarına rağmen, “sportif kullanım” gibi istisnalar Türk üreticilere alan açtı. Büyük şarjör kapasiteleri nedeniyle bazı eyaletlerde yasaklanan modeller, daha küçük şarjörlerle satılarak sınırlamalar aşılıyor. Hatta bazı silahlar parçalar halinde ithal edilip ABD’de monte edilerek pazara sunuluyor.
SYS, 2022 yılında ithalat testini geçemeyen bir modelin ardından Florida’da kurduğu fabrika ile ithalat düzenlemelerinden tamamen muaf hale geldi. Bu stratejik hamle, Türk üreticilerin ABD kamu ihalelerine daha kolay erişmesini sağlarken, Türkiye'ye dönen gelirlerle yerli savunma sanayisine katkı sunuyor.
Ambargolu Ülkelere Kaçak Türk Silahları
Türkiye’nin silah ihracatında yasal sınırlar çerçevesinde hareket ettiği ifade edilse de, Interpol ve BM raporları Türk yapımı hafif silahların takibinin zor olduğunu ortaya koyuyor. Canik başta olmak üzere Türk tabancalarının Pakistan, Mısır ve Sudan gibi ülkelerin güvenlik güçlerinin envanterinde yer aldığı belirtilirken, ambargo altındaki Burkina Faso, Çad ve Libya gibi ülkelere de kaçak yollarla ulaştığı tespit edildi.
ABD’de Türk Silahlarına Artan Talep
Donald Trump döneminde gündeme gelen “sportif kullanım” tanımının daraltılması, henüz uygulamaya geçmemiş olsa da, ATF'in bütçe ve personel kesintileri nedeniyle denetimlerin zayıflaması, ithalatın fiilen serbest kalmasına yol açabilir. Çin, Kanada ve Meksika ile yaşanan ticaret gerilimlerinin fiyatları artırması da, Türk üreticilere rekabet avantajı sağlıyor.
Bugün Türk savunma sanayisi, düşük maliyetli üretimi, esnek ihracat stratejileri ve ABD pazarına özel ürün geliştirme kabiliyetiyle küresel silah ticaretinde yeni bir dönemin aktörlerinden biri olma yolunda hızla ilerliyor.