Küresel piyasalarda gözler ABD'nin 10 yıllık devlet tahvili getirilerindeki olası yükselişe çevrildi. Sabit getirili yatırımlar alanında uzman olan Arif Husain, yayımladığı raporda tahvil getirilerinin 2025'in ilk çeyreğinde yüzde 5 seviyesine ulaşabileceğini ve potansiyel olarak bu seviyeyi aşabileceğini belirtti.
Vergi İndirimleri ve Enflasyon Beklentisi Etkili
Husain, tahvil getirilerindeki yükseliş beklentisinin nedenlerini açıklarken, eski ABD Başkanı Donald Trump’ın muhtemel ikinci başkanlık döneminde uygulamaya koyacağı düşünülen vergi indirimleri ve devam eden bütçe açıklarına dikkat çekti. Ayrıca, Trump’ın göçmen politikalarının ve gümrük tarifelerinin fiyatlar üzerinde baskı oluşturmaya devam edebileceğini vurguladı.
"Yüzde 6'lık bir 10 yıllık ABD devlet tahvili getirisi mümkün mü? Neden olmasın? Ancak bunu yüzde 5'i aştığımızda düşünebiliriz," diyen Husain, ABD’deki siyasi geçiş sürecinin tahvil getirilerinin yükselmesi ve getiri eğrisinin dikleşmesi açısından önemli bir fırsat sunduğunu ifade etti.
Tahvil Getirileri Yatay Seyrediyor
ABD’nin 10 yıllık tahvil getirisi, bu sabah Asya işlemlerinde yüzde 4,40 seviyesinde yatay bir seyir izledi. Bu oran, yılın başlarında yüzde 4,74’e kadar yükselmiş ancak henüz 2000 yılındaki yüzde 6 seviyelerine ulaşamamıştı. Tahvil getirileri, şirketlerin borçlanma maliyetlerinden ipotek faiz oranlarına kadar geniş bir yelpazede fiyatlandırmayı doğrudan etkiliyor.
Enflasyon Tahminleri Yükseliyor
Bloomberg'in ekonomist anketine göre, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) tercih ettiği çekirdek enflasyon göstergesi olan Kişisel Tüketim Harcamaları Fiyat Endeksi'nin (PCE) 2025’e kadar yıllık bazda ortalama yüzde 2,5 artması bekleniyor. Bu tahmin, geçen ayki yüzde 2,3’lük projeksiyondan daha yüksek. Ekonomistler, Trump’ın uygulamaya koyabileceği gümrük tarifelerine dair endişelerin enflasyon beklentilerini artırdığını belirtiyor.
Küresel Piyasalar İçin Kritik Bir Dönem
Tahvil piyasalarındaki bu hareketlenmeler, küresel yatırımcılar açısından dikkatle izleniyor. Analistler, ABD tahvil getirilerindeki artışın, yalnızca ABD ekonomisini değil, küresel finansal piyasalardaki dinamikleri de önemli ölçüde etkileyebileceğini vurguluyor.